Dünya genelinde otoriteler, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmanın anahtarının tarım ve gıda sisteminde acil bir dönüşümün gerektiğini işaret ediyor.
Bazı global vurucu rakamları hatırlatmakta fayda var;
2 milyardan fazla insan aşırı kilolu veya obez, 2 milyar insan yetersiz besleniyor, 1 milyar insan açlıkla yüzleşiyor!
Bundan 16 yıl sonra yani 2050’de yaklaşık 10 milyar nüfusa ulaşacağız; ancak ekolojik dengenin daha da bozulmasıyla, yaşanabilir alanlar %30 azalacak; hem insanlar hem hayvanlar için…
Her geçen gün artan bu dengesizliği, yeniden denge haline sokabilmek için bugünden doğru adımlar atmamız gerekiyor. Bunun yolu da beslenme alışkanlıklarını bitki bazlı gıdalar odağında dönüştürmek, gıda üretimini iyileştirmek ve gıda israfını azaltmaktan geçiyor.
Tüm bu önlem alınması gereken konuların ışığında, Türkiye’de yepyeni kurulan bir platformun lansman sunuculuğunu yaparken bitkisel bir yaşamın sadece beslenmeden geçmediğinin iyice farkına vardım.
BİTKİDEN Derneği, bitki bazlı gıdalar değer zincirinin her aşamasındaki paydaşları sürdürülebilirlik temelli ortak bir amaç etrafında toplayan, multi- disipliner yaklaşımlı, çok paydaşlı bir platform.
BİTKİDEN Yönetim Kurulu Başkanı, gıda mühendisi Ebru Akdağ, “Bugün, büyük bir dönüşümün eşiğindeyiz ve bu dönüşümün merkezinde gıda var. Çünkü tükettiğimiz gıdalar, bunları nasıl ürettiğimiz ve ne kadarını israf ettiğimiz, insan sağlığı ve çevremizin geleceği üzerinde hayati etkilere sahip” diyor.
Bitkisel gıdalar odağında dönüşüm, sağlığın çok daha ötesinde doğaya, hayvanların yaşamına, insan ve gezegenin sağlığına kadar pek çok alanda hayatın dengesini yeniden kuracak, sürdürülebilir yaşamın belirleyicilerinden… Yani sadece beslenmeye değil, ekolojiye, mental sağlığa, yaşam tarzına getirilen bir denge.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, son yıllarda depresyon vakalarında da % 25 artış var. Bunun en büyük nedeni yine, sağlıksız yaşam koşulları.
Derneğin ve uzmanların önerisi; ‘Flexiterian’ yani ‘esnek’ bir beslenme şekli; modern insan hayatındaki sağlıklı ve çevreye duyarlı yaşam biçimini destekleyen en etkili beslenme yaklaşımı olarak bir denge merkezinin önemini ortaya koyuyor.
Bereketli topraklarımızı ve kadim bilgileri, bilim ve inovasyonla harmanlayarak dengede bir hayat için sürdürülebilir bir beslenmeye yönelik gıda çeşitliliği ve uygulamalarını teşvik etmek harika olur.
Gıdada Dengeli Dönüşüm
Tüm dünya iklim krizi ve gıda krizinin yıpratıcı etkileriyle yüzleşiyor. “Geleceğin 10 milyarlık nüfusunu gezegeni ve insan sağlığını koruyarak besleyebilecek miyiz?” sorusu ise cevaplanması gereken en önemli soru olarak karşımıza çıkıyor. Bilim Kuruluşu EAT Lancet’e göre, ‘gıda’ dünya üzerinde insan sağlığını ve çevresel sürdürülebilirliği optimize etmek için en güçlü tek kaldıraç. Burada anahtar rolü ise, bitki bazlı gıdalar üstleniyor.
‘Gelecek, BİTKİDEN gelecek’ söylemiyle farkındalık oluşturan BİTKİDEN, hayati bir dönemeçte olduğumuza dikkat çekiyor. Bitkisel gıdalara yönelik aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 7 ülkede tüketici algı araştırması yapan Uluslararası Bitki Bazlı Gıdalar Çalışma Grubu (IPBFWG), bitki bazlı gıdalara ilişkin tüketim alışkanlıklarının giderek geliştiğini destekleyen veriler ortaya koyuyor.
Araştırmalardaki tüketici alışkanlıklarına bakarsak;
Bitki bazlı gıdalara ilginin arttığı bu süreçte, tüketicilerin % 58’ inin haftada en az iki kez bitki bazlı gıdaları tükettiğini öğrendim. Yani, tüketicilerin yarısından fazlası bitki bazlı tüketimi arttırdı.
Her 5 tüketiciden 3’ü gıda hizmetlerinde bitki bazlı gıdalar tüketiyor ve çoğunluk hayvan bazlı ürünleri desteklemek için bitki bazlı gıdaları kullanıyor.
Bu arada, hayvansal ürün tanımlarına tek başına veya bitki bazlı bir açıklamayla birlikte atıfta bulunulması Türkiye’deki tüketiciler için faydalı olacaktır. Ambalajın üzerinde “bitki bazlı” ifadesinin yer alması, tüketicilerin bitki bazlı ürünleri tanımlayabilmesine yardımcı oluyor.
Daha düşük fiyatların veya daha sık satışların bitki bazlı tüketimi kolaylaştıracağını ve sağlığın en büyük motivasyon kaynağı olduğunu belirtiliyor.
Araştırmaya göre, tüketicilerin %80’inden fazlası bitki bazlı gıda tüketimini korumuş ve arttırmış durumda. Katılanların yarısından fazlasının önceki yıla kıyasla bitkisel gıda tüketimini arttırmış olduğuna dikkat çekti.
Lansmanda hazır bulunan Avrupa Bitki Bazlı Gıdalar Birliği (EAPF) Genel Sekreteri Siska Pottie ise, Avrupa bitki bazlı gıda pazarında tüm bitkisel gıda kategorilerinin büyüdüğünü aktardı. “Avrupa’daki bitki bazlı gıda pazarı, 2022’de toplam satış değerini 5,7 milyar euro’ya çıkardı. Bu durum sağlam tüketici talebini ve geleneksel ürünlerle rekabet eden yeni nesil bitki bazlı et, deniz ürünleri, yumurta ve süt ürünlerine olan artan ilgiyi gösteriyor” diye konuştu. Bitki bazlı süt alternatiflerinin toplam bitki bazlı gıda satışlarının yüzde 38’ini oluşturarak bu alanda öncü konumunda yer aldığına dikkat çekti.
Yazımı ülkemizin önemi ile tamamlamak istiyorum;
Türkiye’de tahmini toplam bitki türü sayısı 11.700 iken (3.700m endemik), Avrupa’daki toplam tür sayısı 12.000. Türkiye bu açıdan bile rüzgara yön verenlerden olmalı; bu küresel gelişmelerde oyun değiştirici rol bile alabilir.