Psikolojik Taciz

Psikolojik Taciz

Önceleri çocukların birbirleriyle oyun ilişkilerinde yaşadıkları dışlanmayı tanımlamakta kullanılan ‘Mobbing’ sözcüğü, 1950’li yıllardan sonra sadece çocuklar arasında değil, yetişkinler arasında yaşanan psikolojik tacizler için de kullanılmaya başlandı.

İş yerlerinde, özellikle sağlık, eğitim ve finans sektörlerinde daha yaygın görülen ‘mobbing’ günümüz çalışan insanının artık farkındalığına girdi. Türkiye’de son 5 yıldır bu kavram iş hayatımıza girdi, sosyolojik ve hukuksal olarak dile getirilmeye başlandı ve konuyla ilgili davalar açılıyor ve kazanılıyor. 2011 yılında Başbakanlık 8 maddeden oluşan bir tedbirler genelgesi yayınladı. Temmuz 2012’de Borçlar Kanunu’nda ilk kez ‘psikolojik taciz’ kavramına yer verildi.

Mobbing; psikolojik şiddet, baskı, taciz, istismar, saldırganlık, rahatsız etme, sıkıntı verme, yıldırma, küçük düşürme, manipülasyon, işten el çektirme manevrası gibi anlamlara geliyor. İş yerinde ruhsal bir taciz, duygusal bir saldırı…

Mobbing’i yöneticiler, iş arkadaşları ve meslektaşlar yapıyor. Mobbing uygulayan kişilere, henüz hukuksal bir tanım olmasa da, ‘zorba’ deniyor. Bu tip kişiler, aşırı kontrolcü, korkak, nevrotik, şişirilmiş benmerkezci, narsist, iktidar açlığı olan, muhtemelen çocukluğunda travma yaşamış kişiler…

Diğer yanda mobbing’e uğrayan mağdurların ortak özellikleri ise son derece olumlu; işini çok iyi yapan, ilişkileri olumlu, çevresindekilerce sevilen, çalışma ilkeleri sağlam, dürüst, güvenilir, bağımsız ve yaratıcı gibi özelliklere sahip.

Araştırmalar göre, mobbinge daha çok kadınlar uğruyor. ABD’de kadın çalışanların yüzde 42’si, erkek çalışanların yüzde 15’i bu zorbalığa uğradığını belirtiyor.

İşyerinde zaman ve verim kaybının yanı sıra, mobbinge uğrayan kişide sağlık sorunlarıyla birlikte ruhsal zararlar oluşuyor. Alkol ve uyuşturucu kullanımında etkisi büyük olan mobbingin antidepresan ilaç kullanımını artırdığı da gözlemleniyor.

Yani durum sandığımızdan vahim. Bilinçlenip neyin mobbing, neyin psikolojik baskı olduğunu ayırt etmek gerekiyor. Haklarımızın neler olduğunu öğrenmek gerekiyor.

Mobbing sistematik bir süreç. Mesela, işyerinde iş yükünden dolayı strese girmek mobbing değil. Bir kez bir çalışma arkadaşınızın size hakaret etmesi de değil. Minimum 6 ay süren bir taciz söz konusu ise orada mobbing konuşulabiliyor.

Medyada psikolojik terör…

10 senedir medya içerisinde çalışan bir kadın olarak benim de özellikle kendi sektörüm adına paylaşacaklarım var.

Yazacaklarımdan kişilerin kimler olduğu belki  tahmin edilebilir ama önemli olan benim açımdan isimler değil, durumların aktarılmasıdır. Farklı zamanlarda farklı gruplar tarafından yaşadıklarımdan yola çıkarak yazıyorum. Deneyimlerim bana ders oldu, geçti gitti, huzurla genel bir paylaşım içerisindeyim şimdi.

Yıllarca yaptığım işleri dile getirmekten, projelerimi paylaşmaktan, kendimi geliştirmek ve topluma faydalı olmaktan başka hırslarım olmadı. Yurtdışında farklı eğitim sistemleri ve kültürlerle okumamın bireyler arası kıskançlık döngülerinde kaybolmadan daha açık bir dünya görüşüne sahip olmam da katkısı büyük.

Başkasının başarısını kıskanmak, her ne kadar aydınlanmış ruhlar da mümkün olmayan bir duygu olsa da, henüz kendi sığlıklarında kalmış insanlar için çok geçerli bir durum. Kendini geliştirmek yerine başkalarının yaptıklarıyla ilgilenip açık arar bu tipler. Muhtemelen çocuklarında yaşamış oldukları sevgisizlikleri yetişkin hayatlarında arındıramadıkları için iç öfkelerini başkalarından çıkarmaya kalkarlar. Ve sonuçta hep mutsuz olurlar; ta ki doğru yolu bulana kadar. Empati duymak lazım belki de. Ve umarım herkes kalbini temizler ve huzur yolunu seçer. Düşmanlarım bile, umursamadıklarım bile.

Medya sektöründe başkasının yaptığı işleri kıskanmak yüksek oranda görülür. Ekran önü veya arkası, yazılı veya görsel basın fark etmez; bu sektörün çarkları başka işler. Farklı kademelerde kaç kişi neler yaşıyordur? Herkesi genellemeden durumu ortaya koymak istiyorum ancak çoğunluktan bahsettiğim de bilinsin lütfen.

Bazı insanlar arkanızdan kötü konuşur. Asılsız söylentiler ortada dolaşır. Özel yaşamınızla, milliyetinizle, dini veya siyasi görüşünüzle alay edilir. Mesleki yeterliliğinize hadleri olmadığı halde karışılır. Gülünç durumlara düşürülürsünüz. Alçaltıcı isimlerle anılırsınız. İmalarda bulunulur. Tüm bu saydıklarım mobbing tipolojisinde ‘itibarınıza saldırılar’ başlığı altında da toplanmıştır.

Kişilik haklarınıza yapılan saldırılar karşısında her zaman dava açma hakkınız var. Güvenilirliğinize, şerefinize, mesleki yeterliliğinize, özel hayatınıza yönelik küçük düşürücü davranışlar ve yorumlar kimseyi yıldırmasın. Kafanız karışmasın. Kendinizden emin yolunuza devam edin. Çalışmak ve üretmek en güzel ilaç. Hele ki çalışmalarınızdan toplumun fayda gördüğünü deneyimlemek tatminlerin en büyüğü.

Soruyorum tekrar. Siz hiç haksızlığa uğradınız mı? Ortada bir şey yokken iftira atıldı mı? Sırf size saldırmak için konu başka yerlere çekildi mi? Ayağınızı kaydırmak için yöneticilerinize telefonlar açıldı mı? Hakkınızda dedikodu yapıldı mı? Medya sektöründe bu o kadar çok yapılıyor ki; ne yazık ki…

Zamanında benim de başıma geldi; hem kadın meslektaşlarımdan hem de erkeklerden bu deneyimleri yaşadım. Ama sustum. Ses çıkarıp olayları büyütmek istemedim. Değmezdi. Bir zaman sonra da hiç umursamadım. Ve geçti gitti. İnsan ne olduğunu, nasıl olduğunu, içini, kalbini, ruhunu bilirse öyle rahat oluyor ki… İlahi adalet de öyle güzel işliyor ki insanlar artık sizin başarılarınızı alkışlar hale geliyor.

Hayatımın güzel bir dönemindeyim. İç dünyamı fazlasıyla dinlediğim bir dönem. Kendimi tanıdığım bir dönem. Ne isteyip ne istemediğimi bildiğim bir dönem. Hayatın küçük zevklerinin farkında olduğum bir dönem. Korkularımı sildiğim bir dönem. Aydınlandığım, kendi özümü bulduğum bir dönem…

Tüm bunlara rağmen dimdik ayakta duruyorsanız bravo size! Özgüveni yüksek tutabilmek, dış şartlara boyun eğmemek, olaylardan çok etkilenmemek adına kendinize ne iyilik yapabiliyorsanız yapın. Mobbing mağdurlarına da yeni bir iş aramaktan, yardım almalarına, özgüveni geliştirmekten yasal işlem yapmalarına kadar pek çok korunma yöntemleri tavsiye ediliyor.

Unutmayın, hayatınızın kontrolü sizde!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir