Detoks

ece vahapoğlu Detoks

Detoks vücudumuza çeşitli yollarla giren, vücudun ihtiyacı olmayıp ona yük olan zararlı toksinlerden kurtulmaktır. Bu toksinler bizi yorar ve yaşlandırır. Hastalıklara sebep olur.

Vücut yapımız bu toksinleri belirli bir oranda kendi çabasıyla vücuttan atabiliyor. Bu süreci hızlandırmak için belirli ritüellerin yapılması ve bir dönem belirli gıdaların tüketilmesi ve tüketilmemesi ile var olan toksinlerin atılması gerekir.

Tıpkı otomobil veya evlerimizi bakıma alıp temizlediğimiz gibi, hepimizin belirli aralıklarla vücudunu dinlendirmeye ve temizlemeye ihtiyacı var.

Vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlayan bu temizlik sürecinin çeşitleri var. Türkiye’de ve dünyada çeşitli akımların uygulandığı merkezler ile herkesin kendi yaşam tarzına ve ihtiyaçlarına göre değişik miktar ve şekillerde detoks sistemleri olabilir.

Kendi kendimize yaptığımız sağlıksız kişisel alışkanlıklar, yanlış beslenme, strese boğulmak gibi kötülüklerle vücut sistemimizi zayıflatıyoruz ve hastalıklara açık hale geliyoruz.

Kaçınılmaz hiperaktif modern yaşam stilleri yüzünden hepimiz olumsuz etkileniyoruz ama bunu önleyebilmenin yolları var. Senede en az bir kez detoks ile!

Detoksu da sadece fiziksel bir temizlenme olarak düşünmeyin; kendinize ayırdığınız o belirli günlerde ruhunuz da dinleniyor. Kendinize bebek gibi bakıyorsunuz.

Sağlıklı olmak vücuttaki sinir, sindirim gibi sistemlerin yanı sıra güçlü bir bağışıklık sisteminden de geçiyor. Düzenli bir şekilde sağlıklı beslenip, kişiye özel takviyelerle ve önerilerle yaşam tarzımızı değiştirmeliyiz. Tek başına bir besin ne yeterlidir ne de herkese iyi gelecektir. Herkesin, genetik yapısı farklı olduğu gibi, besin toleransı ve tepkisi de farklıdır. Bu yüzden uzman eşliğinde, doktor kontrolünde, tahliller yaptırıp sadece sizin için doğru olanı uygulamalısınız.

Ben senede iki kez, mevsim geçişlerinde, detoks yaparım. Birikmiş toksinleri atmak, arınmak ve enerjimizi yükseltmek için yediklerimizi iyice hafifletmeliyiz. Mideyi, karaciğeri ve bağırsakları dinlendirmek için en az 7 gün, ideal süre marka felsefem de olan 21 gün detoksu tavsiye ederim.

Ve şimdi gelin, yakın zamanda gittiğim dünyaca ünlü medikal bir detoks merkezinden tecrübelerimi de öğrenelim:

DOĞANIN İÇİNDE DETOKS
İstanbul’dan Ljubljana’ya uçarak, üstüne otomobille bir saat yolculuk yaptığımız, dünyanın en önemli detoks ve sağlıklı yaşam merkezlerinden biri sayılan Avusturya merkezli VivaMayr’ın Maria Wörth Gölü kenarındaki kliniğine vardığımızda, çevremde gördüğüm alabildiğince açık doğa manzarası bizi hemen etkiliyor.
Geçen sene tek başıma gelip çok memnun kaldığım merkeze bu kez kocamla gittim.
Alp Dağları’nın eteklerinde göl kenarından dünyaya sağlık yayan VivaMayr, dünyanın en iyi netice aldıran detoks merkezi olarak da biliniyor. Bu merkezin şifa kültürü ve adı, kariyerini sindirim sistemini iyileştirmeye adamış Avusturyalı Dr. Mayr’ın 1900’lu yılların başında geliştirdiği metottan alıyor.
Burası tam bir bağırsak temizliği merkezi. Ancak aklınıza sadece bazı detoks merkezlerinde yapılan lağman yani kolon tedavisi gelmesin; evet gerekirse kolon yani kalın bağırsak temizliği de yapılıyor ama felsefeleri kalın bağırsaktan ziyade ince bağırsağı temizlemek ve tüm sistemi iyileştirmekten geçiyor.
Burası sadece detoks yeri değil; kapsamlı bir medikal sağlık merkezi. Doktorların anlattıkları, seminerler, tecrübeler onları haklı çıkarıyor. Bağırsağı ikinci beynimiz olan kabul eden bu ekol, sağlığın iyi bir sindirim sisteminden geçtiğini savunuyor.

DÜNYACA ÜNLÜ İSİMLER MÜDAVİM
Bu klinik sıkı kuralları ile biliniyor. İngiliz Kraliyet Ailesi’nden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in eşine, Madonna’dan Kevin Spacey’e, Victoria Beckham’dan Uma Thurman’a, Nicole Kidman’dan Gwyneth Paltrow’a, Kate Moss’dan Liz Hurley gibi top modellere ve Hollywood starlarına kadar ünlü ve renkli bir kitlesi var. Her gelen de bu kurallara uyuyor çünkü iyileşmek için gerekenleri ekip çok iyi aktarıyor. Mesela biz ayrılırken Naomi Campbell giriş yapıyordu. Türkiye’den ve dünyadan sosyo-ekonomik düzeyi yüksek bir müşteri kitlesi var.
Buraya en az bir hafta zaman ayırıp geliniyor. İdeali 2-3 hafta yani tüm iyileşmeyi yaşamak için 21 gün kalmak ama çoğunluk için buna ne vakit ne de nakit yetiyor. Alınması gereken temel bir kür var; üzerine de kişiye özel ihtiyaçlara göre önerilen tedavi ve takviyeler var.
Yoğun ajandalarımızda bir haftayı bile ayırmak bazen kolay olmuyor. Ancak buradayken neden kendine senede bir hafta ayırman gerektiğini çok iyi anlıyorsun.

Biz ‘hastaların’ giyimi sade; rahat eşofman tarzı kıyafetlerle, taytlarla veya bornozla dolaşıyoruz.
Aktif bir sosyal medya kullanıcısı olarak dikkatimi pek çok yerde belirtilen ‘cep telefonu ve bilgisayar yasak’ uyarıları çekiyor. Özellikle yemek yerken telefon kullanılmaması rica ediliyor. Burası herkesin dinlenmeye, arınmaya geldiği, her şeyden önce kendine zaman ayırdığı, sessizlik gerektiren bir merkez.

Ben de akıllı telefonumu sessizde tutuyor, çoğu zaman odada bırakıp yanıma almıyor, gerektiğinde fotoğraf veya video çekiyorum. Alışması ilk başta zor ama sonra iyi geliyor. Teknoloji detoksu yapmak da yeni trend biliyorsunuz.
Doktorunuz yapılan testlere göre önerilerde bulunuyor ve yemekleriniz kişiye özel hazırlanıyor. İlk konsültasyonda kasların tepkisine göre alerji ve intolerans tespit eden ‘kinesioloji’ testi yapılıyor. Temelini Çin tıbbından da alan bu test ile bağırsağınızda sindirimi yavaşlatan gıdalar tespit ediliyor. Uzanıyorsunuz, dilinizin üzerine çeşitli besin tozları serpiliyor ve bükülü dizinize doktorun uyguladığı basıncı itiyorsunuz. Her besine verdiğiniz kas tepkisine göre size iyi gelmeyen besin maddeleri tespit ediliyor. Mesela bende laktoz intoleransı yine çıktı. Hiç beklemediğim gluten hassasiyeti de çıktı. Pek çok kişide görülen parazit de çıktı.
Kişinin sonucuna göre bu gıdaları belli bir süre tüketmeme ve vitamin, mineral desteği gibi iyileştirme yöntemleri öneriliyor. Hayat boyu bu kadar sıkı diyetle beslenmek mümkün değil ama buradan ayrıldıktan sonraki haftalarda da özel bir rejimi sürdürmek faydayı artırıyor.
Bu arada, ana yemek tabaklarını sıcak taş üzerine koyuyorlar ki uzun uzun çiğneyerek yavaş yerken yemek soğumasın. Dinlenme bölümünde de her an alabileceğiniz sebze suyu ve çeşit çeşit bitki çayları akıyor.

SADECE ZAYIFLAMAK İÇİN DEĞİL
Sindirim sisteminin doğru çalıştırılması sonucunda da tabii kilo kaybı oluyor. Ben bir haftada 1 kg verdim. Kocam daha fazla kilo verdi. Yine de burada doktorlar ‘zayıflatmak’ tan bahsetmiyor. Onlar sizi tedavi etmek istiyor. Buraya kilo vermek için değil; sağlam bir şekilde arınmak ve iyileşmek için geliniyor. Dönüşte zaten hayat tarzınız zaten değişiyor. Evinize döndükten sonra da kürü devam ettirmek önemli.
Bir hafta sonunda kendimizi hafiflemiş, şifalanmış ve güçlenmiş hissediyoruz; gelin sizinle buradan öğrendiklerimi özet halinde paylaşayım:
Yılda bir kez kendin için mola vermeyi düşün.

Detoks yaparken vücudu yormayacak yürüyüş veya yoga yap.

  • Yemek yerken cep telefonunu kullanma.
  • Yemek yerken stresten arın.
  • Her lokmayı en az 30 kez çiğneyerek yavaş ye.
  • Yemek yerken su içme. Suyu öğün aralarında iç.
  • Tatmin olmuş, şişmemiş bir duyguyla yemeği bitir.
  • Siyah çay ve kahve yerine bitki çayı tüket.
  • Saat 16’dan sonra çiğ yeme.
  • Akşam yemeklerini erken saatte ve hafif ye.
  • Akşam yemeğinde salata, meyve gibi çiğ yemek yeme.
  • Akşam yemeğinde çorba iç veya sindirimi kolay besin ye.
  • Akşam dışarıda sosyal ortamda isen, balık, tavuk gibi protein ye.
  • Avokado çiğ sayılmıyor, tüketimi destekleniyor.
  • Bol sebze ve meyve ye; tabii saatine uyarak.
  • Keten tohumu veya üzüm çekirdeği yağı gibi soğuk sıkım yağlar tüket.